22 Kasım 2010 Pazartesi

A fairytale in Colmar ...



Çok karşıyım buna ama  hayatımı hep bir şeyleri bekleyerek yaşadım. Hayatı yaşarken,onu parçalara böldüm, kıyım kıyım ettim. Misal : yıl 20 Mart'a kadar olan hayatım, 20 Mart'tan Şenliğe kadar olan hayatım. Ezginin Günlüğü konserine kadar olan hayatım. Hollanda'ya gidişime kadar olan hayatım, Hollanda'dan döndükten sonraki hayatım. Zamanı periyodlara bölmek beni hep rahatlattı, kafayı takacak o kadar çok şey buluyorum ki bu sayede hem daha az şeyle meşgul ediyorum zavallı hücrelerimi, hem de gerçekleşmeyen umutlarımı bir sonraki hayat parçasına bırakabiliyorum.

(alakasız ama Turgut Uyar'ın bi şiiri var ya, diyor ya  ne güzel demiş onu :

"Bu karanlık iyi böyle aferin tanrıya, 
 Herkes uyuyor, iyi oluyor, 
     Hoşlanıyorum.."         
                                                       

Şimdilerde yepyeni bir hayal keşfettim kendime, bilen bilir ( bilmeyenlere de bilenler anlatsın ) ben, bulutların üstünde pamuk şekeri yiyerek yaşarım hayatımı, masalları çok severim, inanırım gerçekliklerine boyutlarını sorgulamadan ve bol bol hayal kurarım, Alexander Rybak'dan " l'm in love with a fairytale" dinlerim.

Ama bilmezdim yeryüzünde herhangi bir kara parçasının hayallerime bu kadar yakın olabileceğini, tahmin etmezdim. Kavavis'i severim felsefesini de kabul ederim

" yeni bir ülke bulamazsın başka bir şehir bulamazsın, 
   bu şehir hep arkandan gelecektir 
   ve sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın " 

derken ki gurbet acısına, memleket özlemine boyun eğerim. Ama hayaller... masallar... o kadar güzeller ki ve hala dünya üzerinde rüyaların gerçek olabileceğini işaret eden öyle yerler var ki insanın herşeyi arkada bırakıp, kendini teslim edesi geliyor masallara.
Evet şimdilerde yeni bir parça ekledim hayatıma, ( bazen karıyorum tüm parçaların hepsini  ve birbirleri ile olan bağlantıları kullanarak kendi kendime puzzle oynuyorum , hayatımın puzzle'sı hepsini anlamlı bir sıraya koyma sevdası ile ). Tüm bunlar içinde yeni bir boyut, bir nevi sihirli toz bulutu, masallar kenti sevgili, canım 


Colmar...

Kendimi evde hissetmemi sağlayacak, belki de Kayi ile sonsuza kadar orda yaşayacağımız bir kasaba... Colmar. Kayi'nin beni orda bir yerde bekliyor olacağına olan inancım kalbimi sanki uzun bir aradan sonra aşıkmışım ki pır pır ettiriyor. O kadar güzel bir huzur ki bu, reenkarnasyona inansaydım, önceki hayatımda Colmar'da çok mutlu bir hayat yaşadığımı küçük bir kitapçı-çikolatacı dükkanımın olduğunu ve ruhumun bu hayatında kendini keşfetme, asıl yaşamını keşfetme özlemiyle kavrulduğunu düşünürdüm. ( Neyseki inanmıyorum ) Bu öyle güzel bir duygu ki günün birinde ki bu gün benim --Hollanda'da olduğum zaman dilimi içerisine tekabul etmekte-- oraya gidecek olmam, o sokaklarda dolaşacak olmam, şu an herşeyi anlamlı kılıyor. 



Colmar neresi mi efenim. Colmar Fransa'nın Almanya sınırının çok yakınında İsviçre'ye bakan tarafında. ( sanki A2 yurdunu tarif ediyorum ama iyi de yapıyorum kimse bilmesin benim en çok sevdiğim yeri,  Hak eden gerçekten ilgilenen bulsun, gitsin falan filan afra tafta ... )

Küçücük bir kent ki Colmar. Benim arzu ettiğim basit hayatım için yaratılmış sanki. nüfusu, iklimi, enlem boylamı, hayvancılığı hiçbirini bilmiyorum, bilmek istemiyorum. Sanki bilirsem büyü bozulcakmış gibi. O yüzden susuyorum, Colmar konuşssun şimdi, kimbilir belki resimlerin birinde köprüde durmuş nehiri seyreden, renkli pencerelerin birinden dışarı bakan beni görürsünüz, hayal bu ya . . .  hayat bu ya . . .  ve kim bilir belki Kayi . . . Hayat Colmar'da çok güzelsin, çok güzel olacaksın, sakın bozulma tamam mı ?

Lâl

























3 yorum:

  1. Masal gibi..tıpkı bir masalın içine dümüş gibi..
    öyle güzel bir yer burası..
    Colmar fotoğraflarına bakarken buldum sizi,bu kente hayranım..
    belki gitmeden sevdalananlardansınız oraya bu yüzden ortak bir payda ediverdi:)
    iki kelam etmeden gidemedim,yok yok gitmek demeyelim,sanırım sık sık uğrayacağım da:)

    umarım diyorum bu masal şehirde bir masalın içine düşmek kısmet olur birgün sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. 3 yıl evvel gelen bir maille keşfettim burayı. Hep oralarda olmak istedim. Resimler büyüledi beni. Vee nihayet Mayıs 11 de oradayım. Şimdiden heyecanlanıyorum. Kendimi o sokaklarda gezerken, bir sokak cafesinde kahve içerken hayal ediyorum...

    YanıtlaSil
  3. bir ürünü araştırırken buldum kendimi burada.O şehir de olmak vardı şimdi ama yarın için bir düş şimdi,
    hayaller gerçeğe dönüştürüldüklerinde anlam kazanırlar.Seneye oradayım...

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara