Gripin dinliyorum şu an Fizy dene erdavattan. Hatırlıyorum ilk şarkılarını duyduğum zaman ÖSS hazırlıkları içinde idik, aylardan bahardı ve ben elimde kitaplarla Beyazıt'taki yurduma gidiyordum kendimi ders çalışmaya kapatmak için. Yurdun kapısına gelince sırf biraz daha oyalanmak adına köşedeki "Kardeşler Market"e gidiyor, alabildiğim kadar çok Milka Üç Tat alıyordum. Kulağımda bangır bangır Gripin çalıyordu : "Söyle kaç yaşındasın, dertlerin başındasın, isitisnasız her an geçmişi özlüyorsan..."
Düşünüyordum özleyecek hiçbirşey yoktu ki geçmişimde, geçmiş diye bişey yoktu, gelecek vardı, umut vardı. İşte bir iki aya kadar biticekti tüm bu sınav meselesi ve iyi kötü bir yerlere giricektim. Giricekti. Belki aynı okulda olacaktık. 3 sınıfa gelicektik, beraber büyüyecektik, beraber Erasmus'a gidecektik, 4. sınıfa gelicektik, sözlenecektik (!). Acaba baloda hangi elbiseyi her seydim ki, ya da saçlarımı salık mı bıraksaydım ya da toplasa mıydı. Salık bırakmalıydım çünkü o saçlarımın rüzgarla dalgalanmasını seyretmeyi severdi. Şimdi neresindeyim hayatım. 3. sınıftayım, tek başıma büyüdüm ya da büyüyemedim, hep biraz çocuk kaldım, Erasmus'a gidiyorum ve gitmek burda kal diyen hiçkimsem yok, herkes iyi dileklerini paket yapıp yanıma veriyor, saçlarım her zamanki gibi yine upuzun ve düz, su gibi sakin artık, ellerim kayıp gidiyor saçlarımın arasından, eski deli dolu dalgalı hali yok halimin, hayatım gibi saçlarımı da dümdüz yaptım. Kulaklığımda aynı melodi " İstisnasız her an geçmişi özlüyorsan" bu sefer yürekten eşlik edebiliyorum ve hissederek.
Bakıyorum sahneye, yine her zamanki gibi gözlerimi ayırmadan, orda duruyor işte Kayi, kalabalık arasında, sanki varmış gibi, sanki yokmuş gibi, kendini herkesten gizlemek istermiş gibi, kendini herkese göstermek de istermiş gibi başı dimdik duruyor işte orda. Aslında yok ama görebiliyorum işte onu.
Bencil, ruhsuz ve
Karşımdasın yabancı halinle
Bu
Bu son demen bu
Terkederken yanına
Akıtırsın kaleminden son sözünü iki yüzünü
Her nereye gidersen
Kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
Terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
Sustukların büyür içinde
biliyorum aslında o da mutsuz evrenin bir yerinde bir şekilde. O yüzden diyorum içimden sahnenin önünde duran alkış tutan Kayi bu şarkı sana gelsin. Hayatta beni en çok üzebilecek ve mutlu edebilecek insan.
Neden durur masanın üstünde
Bomboş bir kağıt sevdiğin kalemle
Erken gelmeseydim
Yazacakmıydın üstüne
Bıraktığım yerde ama mutlu kal diye
............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder