30 Eylül 2010 Perşembe

l just did what l had to do .

Garibim yine, bin halin binbirincisini yaşıyorum. Ne mi istiyorum, ışıklar kapalı, hoperlörden çok sevdiğim bi şarkıyı dinliyorum Me voy, Yasmin Levy ...

Yasmin Levy Gidiyorum diyor.
bir kere olsun mutlu bir hayat yaşamak için gidiyorum.
teşekkür ederim bana söylediklerin için
beni sevdiğin için
kendimi kandırmayı bırakıyorum
bak bana
ruhum kanıyor...

Ben diyorum. Gidiyorum. Neden gidiyorum, gidilecek neresi kaldı, görmediğim, yaşamadığım hangi duygu kaldı. "Güven" dışında. gidiyorum üstelik giderken kendimi kandırıyorum " I've seen it all" mırıldanıyorum gizli gizli ama yeni bişeyler görmüşçesine sevinip rol yapmaya gidiyorum.

Geçmişin gözlerine bakıyorum sonra soruyorum: Kimsin ?
kendime soruyorum, aslında ben kimim ?

İçimde garip bir boşluk. Eskiden geçmiş vardı, takılıp kalırdım ona. İleriyi göremezdim, geçmişin sıcak anılarında sarılır sarmalanır uyurdum her gece. Sımsıkı sarılırdı bana, canımı acıtırcasına. Onu var ya onu deli gibi sever, deli gibi korurdum. Kendimden bile. Acı çekerdim. Derin derin nefeş alışlarım var olurdu, geri veremeyişlerim. Onunla geçen "an"ları beynime kazırdım, kana kana doya doya yaşardım. hiçbir saniyesini israf etmeksizin, saatlerce izlerdim, bakardım, sükrederdim.

Şimdi bakıyorum tekrar ve soruyorum kendime : kimsin sen, ben kimim ?

Acı bitti, acı kalmadı, nefret de kalmadı. Bakıyorum gözlerine geçmişin tanıdık birşeyşer görmeye çalışıyorum. Hafızamı zorluyorum, o kadar eskide mi kaldı geçmiş, sana soruyorum. hiçbirşey göremiyorum. Acı aşamasında gözlerine bakamazdım, bir şey belli edeceğim sanırdım. gözlerine bakıyorum, hiçbir şey belli etmiyorum, çünkü acı bile hissetmiyorum.. hiçbir şey..O kadar rahatım ki, ciddi ciddi sohbet bile edebiliyorum. Nerden nereye.Biraz yaşlanmış hissediyorum kendimi ,hayli de yorulmuş. Hiçbir şeye takadi kalmamış ama yine de biraz gülümser buluyorum kendimi.

Bana bakıyorsun, her zamanki gibi, her zamankinden daha farklı, yabancı ve unutkan_? Eskiden bana nasıl bakardın, bilmem hatırlamıyorum eskiden bana nasıl baktığını. O kadar öldürmüşüm ki içimde seni. o kadar tüketmişim ki tüm güzel şeyleri geçmişle ilgili, bana nasıl baktığını bile hatırlamıyorum, bakıyor muydun onu bile bilemiyorum.

Sen beni öldürmüştün ya, ya da kurban etmiştin ya, ya da hiç yaşatamamıştın ya işte ben seni öyle öldürmüşüm içimde. Senin bana yaptığını ben kendi içimde sana yapmışım. Geçmiş, artık ne kadar uğraşsan da, bitmiş artık. Sana duyduğum bir ölünün mezarına gidip de saygı belirtmek gibi bir şey. Sana duyduğum çok yaşlı bir adamın hafıza kaybından önceki halini bilen tek kişi olmanın ağırlığını taşımak. Sana duyduğum, suç işlemiş birinin suç ortaklığnı taşımak. Bilir misin bilmem, beni hiç tanıyabildin mi ? Eskiden zihninden geçenleri okurdum, gözlerinden taşardı tüm harfler, sen bişey demeden ben anlardım. Şimdi baktığımda o gözlere uzaktan, boşluktan daha fazlasını göremiyorum. hissettiğim boşluktan fazlası değil artık. Ne bir eksik ne bir fazla, tam anlamıylı boşluk.

Bitti zor oldu ama bitti...( l just did what l had to )

Kayi'nin geçmiş zaman hali bitti gitti.
Geriye kaldı hiç bir zaman olamayan yalın hali ve bir güliz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara