12 Eylül 2010 Pazar

Ben bir ağacım, Sabancı Üniversitesi yolunda ...


Duygular birer göçmen kuş...Sonbaharda gelirler bana, sonra ise hep giderler. Durdukları zaman dilimi içindeyse kimi zaman bir ifrit olup içimi kemirir, kimi zaman ise bi kelebek olup uçuruverir...Ben duygularla yaşamak istiyorum, o göçmen kuşlarla. Ama her sonbahar içimin ikliminde bir sertleşme hissediyorum, göçmen kuşlarda ise bir azalma.


Boşa harcanan her mevsim bir şeyler alıp götürüyor ömrümden. Yıllanmış (!) bir ağaç gibiyim artık, çok yaşlı, çok yorgun ama hala ayakta. Yeni yeni yapraklarla donatıyorum zayıf bedenimi her ilk baharda sonra döküyorum hepsini birer birer, yavaş yavaş. Kuşlara ev oluyorum bazen, bir han belki de. Nice kuşları sarıyorum kollarımla, bilmem fazla mı sıkıyorum ki hepsi uçup gidiyor ellerimin arasından. Bazen bir kurt oluyorum kendi kendimi kemiriyorum ve sonra eserimin karşısına geçip ağlıyorum


Gelip geçen göçmem kuşlar hep birşeyler alıp götürüyor bencen. Bu kaçıncı geliş, bu kaçıncı gidiş ama asıl beklenen aslında hiç gelmemiş.Göçmen kuşlar uçup giderlerken dallarımın üzerinden ben aslında onların gidişine değil, umutlarımın bitişine yanıyorum. Ben yanıyorum, onlar gidiyor; onlar gidiyor, ben yanıyorum.


Koskoca bir çevrede yapayalnız bir ağacım şimdi. Gölgem yok, bedenimi harap ettim. Anladım ki koskoca bir ömrü ellerimle heba ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara