24 Eylül 2010 Cuma

Bu gün yine yağmur vardı İstanbulda. ilhami ile söyleştik ve bu "şey" çıktı ortaya ( şiir denmemeli, Necip Fazıl'a haksızlık olur, deneme denemez Sait Faik'e haksızlık olur, ne diyelim yine kuralsız yazı çıktı diyelim ;)

ŞEHRİN HİKAYESİ

Sisler kaplamıştı heryeri ve bulutluydu hava, hayli de soğuktu. Fabrika bacasından tüten dumanlar yine karartmıştı insanların hayatlarını, halicin suları her zamanki gibi kusuyordu tüm kirliliğini.

Herhangi bir günden biriydi işte o gün de, yaşam herkesin kaderine farklı bir imza atıyordu.

Herkesin birbirini karaladığı şu dünyada asıl suçlu hiçbir zaman bulunamıyordu. Öyle ya kim sorumlu olabilirdi ki yaşananlardan, kimse sorumluluğu üzerine almak istemiyordu. Tek kişilik davalarda binlerce insan yargılanmaya kalkıldı. Ne bitmez bir davaydı ki bu zaman bile yenik düşmüştü.

Nice hayaller hapsedilmişken parmaklıklar arasına, umutlar saklıyordu insanlar hala kalplerinde.
"Bir sabah güneş tekrar doğar mıydı acaba..."
Herşeyin tersine döndüğü bu dünyaya güneşi tekrar geri çağırmak pek zordu oysa..
Ama şiirler geç değil hiç birşey için diyordu ve şairler gizli gizli fısıldaşıyorlardı güneş efsanaleri hakkında.
Bir sihirli değnek gerekliydi şehrin tüm kirli sularına, tepelerine... sonra da sokaklarına. Yıldızlardan biraz ışık çalsak kızarlar mıydı acaba? Ya da ağıtlar mı yakılmalı, kara büyüler mi yapılmalıydı....?
Koca bir düğümdü sankş yaşamak. İpin ucundan tutsa bir el gerisi gelecek gibiydi, bitiverecekti tüm kavgalar, serbest kalacaktı tüm duygular. Bir prens, bir de prenses gerekiyordu belki ve de minicik bir öpücük hayatı şehre geri getirecek.
Ama aşk yasak bilinmişti bu şehirde. Sevgi çok zaman önce terk etmişti mahalleleri. Sevgililer sıkı pazarlık yapıyorlardı aralarında, yeminler ediyorlardı her gün evlendirme salonlarında sevgiyi sonsuza dek yaşatmak için sevgiyi.
Kazanan sevgi olabilir miydi bu şehirde?
Şehir yenik düşmüşken kurulan tuzaklara ve bir hain pusu kurulmuşken şehir insanlarına;
Tek gereken
bir masal,
bir prens.
bir de prensesti aslında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara