5 Temmuz 2010 Pazartesi

Ben ilk görüşte aşka inanmam.. Ama inansaydım ve Kayi olmasaydı . . .


Olmadı ...
Olamazdı...

Aslında ben de hoşlanmıştım ondan hani ilk bakışta. Ama ilk görüşte aşka inanmazdım ben , hele hele hiç tanımadığın birinin gelip bana bişeyler hissettiğini söylemesini hakaretle bir tutardım kendime. beni tanımadan ne cüretle benden hoşlanabilir ve beni bişeyler içmeye davet edebilir diye... Bildiğimi yaptım karşı koydum ısrarlarına, sesindeki korkak tınıya ve titreyen ellerine aldırış etmeden başımı dik tutarak:

" Çünkü seni tanımıyorum ve tanımak istemiyorum " dedim.

Öyle ya ; hiçbirşey bilmiyordu... ama hiçbirşey...
Adım
Sanım
Kaç yaşında olduğum
En çok hangi tatlıyı sevdiğim
hiçbişey.... hiçbisey bilmiyordu...
Sadece sesimi bahşetmiştim ona ve giderken adımlarımı


Sorguladı, bir şans verirse bana kendini sevdirebileceğine dair şairene sözler söyledi, hiç mi şansı yoktu peki_??

Ewet hiç şansı yoktu, erkek arkadaşım olup olmadığını sordu gözlerindeki tedirgin ifade ile , ellerini koyacak yer bulamıyordu, yürümeyi teklif etti, yürüdük, yüzünde heyecanlı bir gülümseme vardı, sıradan biri olmadığı belliydi. Sıradan insanlar gibi bakmıyordu, sıradan insanlar gibi alçalıp yükselmiyordu sesi, dünyaya bir iz bırakan şanslılardan biriydi belliydi. Yürürken dil döktü, aslında dil dökmesine de gerek yoktu, anlamıştım herşeyi, uzaktan uzağa izleyişini, ben bulmaca çözerken, kıvrılan yüz hatlarımı beynine nakş edişini, gözlerini gözlerimle buluştırmaya çalışma çabasını, naif düşüncelerini, hepsini bilmiştim ve biliyordum ben giderken peşimden geleceğini. Acamiydi de ayrıca o da belliydi, daha kirlenmemişti yüreği, saf kalmıştı belki onda beni ilk etkileyen de oydu kimbilir. Nerden mi bildim bu kadar ayrıntıyı, çünkü bendeki anlamsız, çocuk telaşını onda da görüyordum ve o ordan gizli gizli beni izlerken ben de ona bakmada onu izliyordum çünkü. Bakışları iç benliğime çarpıyor ve karşılıklı münakaşa ediyordu sessiz benliğimle. Anlatılması garip bir durum bu, eğer ilk bakışta aşkın doğru olduğuna inansaydım ve Kayi'yi tanımıyor olsaydım belki inanabilirdim sözlerine. O ilk bakışta aşka inanıyordu ama karşısında şirin şirin oturan kızın nasıl bir şizofren olduğunu bilmiyordu. Aslında onu kurtardım kendimden.

"Gitmem gerek, tanışmak istemiyorum" dedim,
"niye" diye sordu yüzü ter içinde,
"erkek arkadaşın mı var _?"

Gülümsedim ve " Hayır erkek arkadaşım yok ama Kayi var dedim.

Şaşırdı, bişey diyecek oldu ama sorulması gereken doğru soruyu bulamadı o şaşkınlık içinde, panik oldu birden gülünç bir şekilde, kimbilir belki toy haliyle Kayi'nin babam olduğunu düşündü =)

Yine Gülümsedim ve o bana birşey söylemeden ben ekledim tekrar :

" Kayi, benim kahramanım, ama onun bundan haberi yok muhtemelen."

belki dalga geçti verdiğim cevapla, işe bak hoşlandığı ve açılmak için fırsat bulduğu kız deli çıkmıştı. Karar verdi mor elbiseli kız bulutlar üstünde yaşıyordu o ise yeryüzünde , sanki bundan emin olmak istercesine ayağını altında uzayıp giden beton zemine baktı.

Beynim tüm hareketlerini an be an hafızama nakşediyordu. O anda düşündüğü , düşünemediği, düşündüğünün kendisi bile farkına varamadığı onca şeyi akıl almaz birşekilde görüyordum, kalp gözüm mü açılmıştı ne, eğer ilgi alanımı onun düşüncelerini okumaktan çok biraz daha kendimi sorgulamaya, o hissettiğim garip şeyi tanımlamaya çalışsaydım ( ve de ilk görüşte aşka inansaydım ) belki benimle beraber biraz daha yürümesine kendini tanıtmasına izin verirdim..

Ama zamanım yoktu, beynim şu ana kadar hep bana oyunlar yapmıştı da kimseyi oyunlarıyla şaşırtmamıştı. Onun düşüncelerini okuyabilmenin verdiği güvenle son sözlerimi söyledim o hala yeryüredeki kıvrımları inceleyip nerde yaşadığına karar vermeye çalışırken

" Bakışlarını yerden kaldır, ama bakma bana"

Dedim...
Ve gittim...
En iyi bildiğim şeyi yaptım..
Yüz ifadesini görmeme, biraz daha yüzünü, düşüncelerini, kalbini okumama izin vermeden gittim..
Arkama bakmadım ama gözümü kapayıp hayal ettiğimde o şaşkın, üzgün , aklı karışmış gülümsemesini gördüm ve ben de gülümsedim..

yol devam ediyordu, Ipod'umu tekrar kulaklarıma yerleştirdim, sesini yükselttim, A MIRAGEM çalıyordu bangır bangır, Kayi 'yi gördüm sonra gözlerimi kapadığımda, kendinden emin öylece bakıyordu bana, yol devam etti ve ben sadece gülümsedim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara