26 Temmuz 2010 Pazartesi

Üşüyorum....Dönüşüyorum....Düşünüyorum.... Düşüyorum.... .Düş mü....... Düş.....

uzun bir aradan sonra yine ben.. buraya gelme sebebim ne bende bilmiyorum.. çok yükseklerden, cennet diyebileceğin altı deniz olan tepelerdeydim uzun bir süre, düştüm bugun, balıklama bile değil, yukarıya tutunmaya çalışarak,ayaklarımın üstüne çakıldım.. buz gibi suya, gerçekleri bir bir yüze çarpan bir buz adeta, ayaklarım kırık, yüzemiyorum. yüksek, baktıkça yoracak,yordukça pes ettirecek bir yüksek.. hani demiştim ya ilk geldiğimde tam boğuldum derken tek çıkışı bulmak.. sahi aynı su, peki o çıkış neredeydi? boğuluyorum burda bulmak bu kadar zor değildi.. cennet ne güzeldi. aşağıdaki suya uzak durmak için bakarken, baktıkça yukarıya daha uzağım şimdi. oraya ait değil miydim yoksa ben? bir yanlışlıkla mı alındım ki içeri,şimdi kovulurcasına aşağıya itildim, düşmek istemedim ki ben.. suyun soğukluğuna bakılırsa küresel ısınma diye birşey yok, çok üşüyorum.. geçen her saniye bir başka uzvumun donduğunu hissediyorumi çırpınmak için kullandığım kollarım da gitti.. ben çıkmaya çalıştıkça itiliyo gibiyim bu buz denizine, yukarısı ne de sıcaktı.. serinlemek için bakardım, yaşamak için kaçmaya çalışyıorum şimdi bu güzel manzara denizinden.. ne uzatılan bir tahta,ne bir kol.. şimdi buraya aitim artık. çıktıktan sonra kırık ayakların üstüne nasıl basarım? donan kollarımın çözülmesi için kaç yıl gerek? peki ya yukarıya nasıl tırmanırım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara