18 Ocak 2011 Salı

yılın bu zamanları

Ben yılın bu zamanları hep böyle olurum.

Bir hayale sahip olmak isterim, olamam. Siz hiç bir buluta dokunabildiniz mi hayatınızda, onu avuç içinize alıp göğsünüze bastırmak istediniz mi ? Ben istedim. Denerim her yılın bu zamanları bulutlar bu kadar uzakken yaşamlarımıza. Bulutun elinden tutup, aklıma kaçırmak isterim de yapamam sürekli ayaklarım yere basmak zorunda kalır. Ben yılın bu zamanları hep gerçekliğin acı yakısı etkisi ile karşılaşırım da umutlarımı paket yapıp gelecek bahara saklarım.

Yılın bu zamanları benim için aldanış zamanlarıdır. Duyguların en şiddetlilerini yaşarım. Kalbimde yaşarım hayatı, beynimin içinde ve sessizce. Küçük küçük öfkelenişlerim olur, minik dargınlıklar ve avuş içi mutluluklar. Ben yılın bu zamanları kendimi dışarılara atarım, amfi tiyatrodan göle inen yolu bir koşuda arşınlar, bazen ağlar çoğu zaman da müziğin ritminde kaybolur giderim. Yorulduğum zaman amfi tiyatrodaki yerime gider, oturur gelip geçen güvercinleri izlerim. Üşürüm, ellerimi bacaklarımın altına koyar ısınmaya çalışırım. Üşürüm, yanımda sarılacak kimse olmaz. Ben yılın bu zamanları hayatı mikroskobik ölçeklerde yaşıyor olmama bir kere daha söverim. Zihnim katilim olur beni ordan oraya savurduktuktan sonra darmadağan ettiği düşüncelerle başbaşa bırakır da gider. Odama giderim, konuşmayı sevmem böyle zamanlarda, susarım ve genelde sorulan sorulara cevap vermem. Yatağıma uzanır, bacaklarımı karnıma doğru toplar, büzülür yastığı karnıma daha da çok daha da çok bastırır, yorganın altına gömülür karanlıklara bırakırım kendimi gözlerimi kapama gereği duymadan. Kalbimin ritmine kulak kesilir, o ritim altında uyumaya çalışırım.

Yılın böyle zamanlarında hep bişeylerin kararlarını vermem gerekir . Hayatın soğuk gerçekleri ile yüzleştikten sonraki sıcak duş etkisidir bu. Anlarım, ne kadar zor bir insan olduğumu, ne kadar ufak ayrıntılar içinde kaybolduğumu. Yanılgılarım acısını çekerim her sene bu dönemlerde. Birini kendime çok çok çok yakın hissetmişken o kişi, verdiğim tüm değeri el çantasına sıkıştırıp kendini rüzgarlara bırakırıverir. İnsanlar bana kalmak için gelmez, gitmek için gelir, kalan yine ben olurum bana yıkıntılar arasında.

Ne diyeyim ki daha,ben yılın bu zamanları hep gideirm ama böyle kalarak ve eksilerek değil. Böylesine bir gidişi daha önce hiç yaşamamıştım. Öyle bir gidiş ki bu, öyle bir üzülüş ki avuçlarım kanıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara