19 Ocak 2011 Çarşamba

Gitmek ya da kalmak işte bütün mesele bu.

Ben gitmek istemedim, istemezdim. Ama bazen alınan bir kararın arkasında durmak ve  sonucunda ne oluyor ne bitiyor görmek lazımmış, bazen gidebilecek kadar cesur olmak gerekiyormuş ağlasan, sızlasan da.

Ben isterdim ki kurulu bir düzenim olsun, ben isterdim ki hayatımda hiç endişe kaygı olmasın. Gece yattığımda acaba yarın beni ne bekliyor diye düşünmeyeyim, huzurla kapatayım gözlerimi yarınlar için. Ben isterdim ki "güven" bir beden olsun, sarsın uyutsun beni kollarında. Ne isterdim ben biliyor musun ? Acaba'larla yaşamayayım. En ufak bir sarsıntıda kalp çarpıntısından ölmeyeyim. Görünürde bişeyim yok, sadece biraz kansızım öyle diyorlar, susuyorum ve her üzüntü eşiğinde, her heyecan trafiğinde, mutluluk gözyaşında giderek daha hızlı yaşlandığımı hissediyorum. Kalbim daha hızlı çarpıyor ve giderek daha hızlı kavuşuyorum sonsuzluk saniyelerine. Ben isterdim ki hayatta tutunacak, yaslanacak bir dalım, sadece bir dalım olsun. Gördüğüm her güzel şeyi, üzüldüğüm her dandik şeyi, özlediğim her silik anıyı, Kayi'yi, dünümü bugünümü, yarınımı paylaşayım. Kafam bozulduğunda atlayıp arabaya gidebileceğim, yanında ağlayabileceğim bir'im olsun.

Ben gitmek istemezdim. Ben isterdim ki giderek daha da artan bu muğlaklık günlerim içinde kaybolmayayım sisler arasında. Hayatımda belirsizlikler olmasın isterdim. Yaşayacağım en en en belirsiz şeyin milli piyangoda son iki basamağı tutturup tutturamamazlılık olsun. Ya da hadi biraz daha polyanna olayım. Ben isterdim ki hayatta belirli olan, gözüm kapalı güvenebileceğim sadece bir şeyim olsun ve o birşey için herşeyi gözüm kapalı feda edebileyim, hayatı bölüşeyim. Öyle bir yerindeyim ki hayatın hayaller yetmez oldu. Etrafımdaki herşey o kadar gerçekki artık dayanamaz oldum.

Gitmek mi zor kalmak mi bilemiyorum. Ne demiş Can Yücel usta


Şimdi böğrümde uzanmış çırılçıplak bir boz ayı
gitmek mi zor kalmak mı bilemedim sevgilim
kinder sürprizimden tırt oyuncak çıktı yine
onu bunu bilmem bağlanmayacaksın hacı!!

-Can Yücel-

Gidiyorum ben de şimdi, arkamda etrafımda bir çok şey bırakarak, gidiyorum şimdi bir daha hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını bilerek ve yalnızlığımın kekremsi tadı ile günlerimi bir kez daha yıkayacak olarak. Yalnızlığımı test etmeye gidiyorum, Bembeyaz giyinmişim meğersem, bir daha hiç geri dönmeyecekmiş gibi. Arkama dönüp bakıyorum, herkes kendi hayatının düzenini kurmuş bile. İnsanların hayatlarındaki rolümü tamamlayıp kendi hayatımdaki rolümü bulmak için gidiyorum. Hayatımdaki belirsizlikleri içi boşalmış ve büzülmüş konserveler gibi düğün arabamın arkasından sallandırıp, takur tukur sesleri eşliğinde peşimden sürüyerek gidiyorum. İçi boş, birbirine bağlı ve aynı ritme sahip bir sürü konserve kutusuna şerefe diyorum elindeki herşeyi, yalnızlığını bile bilmem ne diyarlarında kaybedecek biri nazarında.

Şerefe dostlar, bu gece yalnız kalacağım günler şerefine, an be an unutuluşumun şerefine içiyorum.

ne dinliyorum: Bu durumda ne dinleyebilirim ki : Cem Adrian - Bana ne yaptın
Bugün günlerden hiç 
benim adım yok 
kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek 
savruluyor rüzgarda yaprak gibi 
kalbim 
uzaklarda bi yerde 
kalbim kayıp 
sessiz 
yorgun 
ağır 
gözkapaklarım kapanıyor yine 
yinekaranlığa dokunabiliyor sanki ellerim 
yıkık 
dökük 
bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine 
sadece sesler duyuyorum 
yine ayak sesleri uzaklardan 
kuş sürüleri terk ederken bu şehri 
ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine 
susuyorum 
yine sessizlik keskin 
ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşimde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine 
bekliyorum yine beklemek keskin 
sözler hep yalan 
yeminleri unut 
bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine 
buradan gitmem gerek 
yüzüme 
şarkılar yalan 
duyduklarını unut 
bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine 
her şeyi unutmam gerek 
yine 
kestim 
akıttım 
damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları 
acımıyor bileklerim olmadı 
acımıyor hiç 
sildim 
çıkardım yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazgıları 
acımıyor ellerim avuçlarım 
olmadı 
acıtmıyor hiçbir şey 
kustum 
tükürdüm 
içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları 
acımıyor tenim acımıyor 
olmadı dokunduğun yerler 
söktün defalarca diktim 
o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı 
acımıyor artık kalbim 
olmadı 
kalbim 
bana ne yaptın 
ne yaptın 
ne yaptın 
ne yaptın çocuk 
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini 
niye yaptın 
niye yaptın 
niye yaptın ah çocuk 
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki kaderimin sökülüşünü 
bana ne yaptın 
ne yaptın 
ne yaptın 
ne yaptın çocuk 
sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi. 
Niye yaptın 
niye yaptın 
niye yaptın ah çocuk 
sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim 
sadece bir meleği sevmeyi 
göremiyorum 
duyamıyorum 
artık dokunamıyorum çocuk 
hep bir şey eksik gibi 
ve hep bir şey yarım 
ve hep bir şey yok artık sanki 
anlatamıyorum 
anlatamıyorum 
artık 
ağlayamıyorum çocuk 
ne bir ışık var nede bir şarkı artık sokaklarında bu kaybetmiş şehrin 
inanmıyorum 
inanmıyorum artık 
inanamıyorum çocuk 
ne bir isim var duvarlarında ah 
ne de okunabilen bir cümle 
bilmiyorum 
bilmiyorum 
artık sevemiyorum çocuk 
sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü 
ne yağmur ne kar ne yüzüme vuran rüzgar 
canımı yakan acıtan sonbahar daha dinmedi çocuk 
öyle beyaz ve öyle seni silmedi çocuk öyle maviydiki 
alev alev yanan kirpiklerinden saçılan kıvılcımlarınla başlayan bu yangın 
daha sönmedi çocuk öyle güzeldiki ve öyle 
sönemedi çocuk öyle masum ama 
bu viran şehirde bu viran hikaye henüz bitmedi 
bitmedi bitmedi bitmedi çocuk 
öyle yanlış öyle bitemedi çocuk 
öyle yanlışki ve öyle 
bu aciz şarkılar bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk 
öyle çocuk dönmedin çocuk 
bana ne yaptın 
ne yaptın 
ne yaptın 
ne yaptın çocuk 
tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak
niye yaptın niye yaptın niye yaptın ah çocuk 
uyumak istiyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara